5 Aralık 2010 Pazar

Beşiktaş - Bursaspor / Maç Analizi

Beşiktaş, bu sezonun en iyi futbolunu oynamıştır!
En başından beri belirttiğimiz futbolun emarelerini bu maçta görmüş olduk.
Baştan sona üstün ve bir o kadar da akılcı bir futbolla sahadaydı takımımız. Günümüz futbolunun gerektirdiği her şey yapıldı;

- 20-30 metrede oynamak.
- Doğru pozisyon almak.
- Pres.
- Yaratıcılık.
- Takım halinde hareket.
- Az bireysel hata.
- Başarılı paslaşmalar.

Bunlar gerçekten maç boyunca yılmadan takımımız tarafından sergilendi. Nitekim, aylardır eleştirilen, defansın önde kurulmasının faydasını da görmüş olduk. Bursaspor, ne zaman çıkmaya çalışsa, orta sahada Ersan ve Toraman'ın basıp almaları da bunu kanıtlar nitelikte. Zaten doğrusu da buydu. Yani aylardır yapılmaya çalışılan, istenilen bu tarz bir defanstı. Öyle ki, araya atılan hiçbir topa ya da defans arkasına sarkan hiçbir hücum organizasyonuna maruz kalmadık.

Demek ki neymiş?
Savunmadaki oyuncular, sisteme alışıp, onu uygulamaya başlayınca gayet etkili olunabiliyormuş. Beşiktaş tekrar topla oynama istatistiklerinde tavan yaptı. Takımın ve defans bloğunun kendisine güveni geldi, sistemin oturmaya başladığı görüldü.

Orta sahaya söylenecek söz yok. Olağanüstü oynadılar. Yardımlaşma ve pozisyon alma had safhadaydı. Kimseyi geçirmediler ve doğru noktalara, harika presler uyguladılar. Bunun neticesinde başarı da kendiliğinden geldi. Bursa orta sahası, kısa zamanda teslim alındı.

Forvet yine kusursuzdu. Özellikle Ali Küçik, yaşına rağmen çok bilinçli oynuyor. Belki harikalar yaratmıyor ama doğru şeyleri eksiksiz yapıyor ve katkısı büyük oluyor. Oyundan çıkarken ona yapılan tezahürat ve gözlerindeki mutluluk, yumruklarını sıkarak sevincini göstermesi, bizi çok mutlu etti. Gözlerimizi doldurdun be Ali Küçik. Sen bu takımın yeni parçası olacaksın. 33 yaşındaki Fatih Tekke'yi zorla kazanmamızı söyleyen basına, Schuster'in en büyük tokadı oldun. Böyle kal ve devam et, arkandayız.

O kadar güzeldi ki her şey, neyi yazacağımızı şaşırdık açıkçası. Bu kadar eksik kadroya rağmen sahada gösterilen futbol parmak ısırtan cinstendi.

Cenk, kimi zaman hatalar yapsa da, hatta birisinde az kala "büyük" hata yapacak olsa da, kalede kalmaya devam etmeli. Kendisini, Hakan'dan uzak bir yerde yetiştirmeyi teklif ediyoruz.

Delinho, sana söz söylemek ne mümkün? Zaman zaman kızsan da, hala olağanüstü bir oyun oynuyorsun. Her zaman takımdaki dirence katkısı çok yüksek. Ayrıca bugün içe kat ederek, Schuster'in istediklerini yapmayı başardı. Tek eksisi, daha önce pek yapmadığı bu olayı neticelendirecek pasları vermekti. Onları da yapacağına inanıyoruz. Pres ve defansif olarak çok iyiydi.

Ersan ve Toraman, ikisi de basit hatalar yapmadılar ve yine Schuster'in sisteminde korkuya yer olmadığını anladılar. Kendilerine güvenleri gittikçe artıyor. Basit kişisel hatalardan uzak kalıp, doğru yere konuşlandıklarında, bugün olduğu gibi orta sahada basarak Beşiktaş'ın pozisyon yemesini engelleyebilirler. Çünkü, esas olarak forvetin presinin sonuç vermesi de buna bağlı. Forvete yakın oynadığınız sürece başarınız artacaktır bugün olduğu gibi. Bravo.

Hilbert, sen nasıl bir adamsın öyle? Biz demiştik, Hilbert, sağ bek pozisyonunda harika oynuyor ve oynayacaktır da diye. Yanıltmadı bizleri. Kendi yerini buldu. Hırsı, azmi, mücadelesi, taraftarı seven yapısıyla her zaman ilk 11'de oynayabilir kendisi. Bindirmeleri ve yavaş yavaş artan form grafiği bizi umutlandırdı. Ülkedeki en iyi 3 sağ bekten birisidir artık.

Guti, seni yorumlamak ne haddimize. Gönüllerimizin kaptanısın. Sana söylenecek her şey eksik, kifayetsiz kalır.

Ernst, sistemin kilit adamı olarak, takım maça ağırlığını koyduğunda o da daha iyi oynuyor. Özellikle çift yönlü olarak oyunu sürkülase etti maç boyunca. Kendisinin asıl mevkisi ve oyun yapısına uygun yerde görev verildiğinde gerçek bir yıldız. Nefes aldırmadı ve doğru olan her şeyi yaptı.

Aurelio, defansın içine gömülmeden oynatıldı ve asıl görev yerini bulunca "silik" görüntüsünden eser kalmadı. Eski Mehmet'in görüntüsünü bırakın, yepyeni bir Mehmet görüntüsü verdi. Maç boyunca hep doğru pasları ve presleri yaptı. Takıma katkısı olağanüstüydü.

Necip, yaşı genç ama aklı ve yaptıkları çok büyük. Belki de bugün sahada en iyisini sergilemedi ama hangi takımda ve kimlerin önünde oynadığının sonuna kadar farkında. Hocasının güveneceği ama muhtemelen 11'de oynatmayacağı bir yetenek. Her şey zamanla yerine oturacaktır.

Holosko, ne kadar küfür edilse de, gol de kaçırsa, kendini henüz toparlamasa da, şunu fark ettik ki, belki de biz Holosko'dan çok fazla şey bekliyoruz ve o da bunları yapmaya çalışıyor. Biraz fazla abartıp sonra ondan da fazla kızıyoruz. İyi bir yedek olacaktır muhakkak. Yine de elinden geleni yaptı, özellikle rakip sahadaki presi takdire şayandı.

Beşiktaş genel olarak eksiksizdi. Bu takım oyununa yapılan büyük bir katkıydı. Takımın kendisine olan güvenini yerine getirdi.

Ayrıca, Ersan'ın, Schuster'in tepesine çıkarak golün sevincini yaşaması ve Schuster'in ardından dönüp ona sımsıkı sarılması, Schuster'in ne kadar sevildiğini ve takımdaki dayanışmanın, birbirine alışmanın ve güvenin, sevginin en önemli göstergesiydi.

Sonuna kadar başarılı bir maç çıkarıldı. Aylardır söylediğimiz gibi Schuster sistemine yakın oynandığında gerçekten harikalar yaratılabilir tek sorun alışmaydı, onu da geçmiş gibiyiz. Daha doğrusu, ilk yarının sonlarına doğru tekrar yükselişe geçti takım. İkinci yarı yeni transferler ve vizyonla çok daha başka bir takım görülecektir.

Sezonun zor ve haksız eleştirilen bir bölümünden buraya gelmek her babayiğidin harcı değildir. Beşiktaş, artık istediği futbola giderek yaklaşmakta.

Son 3 maç ne olur? diye bir dosya hazırlamıştık ama yayımlanamadı. İlk tahminimiz de böylece tutmuş oldu. Basının dediği "hani Schuster'in sistemi?" eleştirisi de son buldu. Bizim de dediğimiz gibi, Dayı, bu işten vazgeçmezdi. Sadece olması gerekeni yaptı GS maçında ve kazandı. Şimdi yine, topla oynayan, pozisyon bulan ve nefes aldırmayan biziz.

Sonuç olarak, sahanın her yerinde 3-4 futbolcuyla pres yapan, top kapan, oynayan, pas yapan, defansı önde kuran(!), orta sahada yaratıcı, mücadele gücü yüksek, kendine güveni tam, futbol oynamayı seven ve artık gerçek bir takım olan Beşiktaş'ı gördük.

Ayrıca taraftar gerçekten OLAĞANÜSTÜYDÜ!

Schuster'e sonuna kadar güvenmeye devam. O bizim için çok büyük bir şans.

Bundan sonra şampiyonluk yarışı; Trabzonspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında geçecektir. Ve hatta, son yılların en çekişmeli ve keyifli şampiyonluk mücadelesine hazırlıklı olmalıyız.

Beşiktaş geliyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder