25 Kasım 2010 Perşembe

Galatasaray - Beşiktaş / Maç Analizi ve Tahmin



Galatasaray-Beşiktaş maçı öncesi bir inceleme yazısı farz oldu. Öncelikle iki takımın dizilişlerini ve bugüne kadar ki performanslarını, maç öncesi neler olabileceğini tartışıp sonrasında da maçın sonucunda ne olabilir, onun hakkında fikir yürüteceğiz.

________________________________________________________
GALATASARAY

Muhtemel Taktik ve İlk 11;

Galatasaray takımının son dönemde yaşadığı sorunlar ortada. Bunları tekrar tekrar dile getirmenin bir manası yok. Yukarıdaki kadro, bize göre sahaya çıkmaları muhtemel bir onbirdir. Bazı hatalar olabilir tabii ama bize göre esas hata takımda zaten. Galatasaray'ın son derece işlevsiz bir kadrosu olduğu ortada. Cana sakat bildiğimiz kadarıyla -maça yetişecekse Sarp yerine girecektir kadroya-. Pino'nun forvetteki yeri değişmez, bir sürpriz olur da Baros forma giyerse zaten tüm bu yazıyı çöpe atabiliriz gönül rahatlığıyla. Baros, tüm Türkiye liginde, sonuca doğrudan ve hatta ekstra müdahale edebilen tek forvet ama durumunu biliyorsunuz.

Yukarıdaki kadrodan devam edecek olursak; kalede çok ciddi bir sorunları var.

Ufuk Ceylan her maçta üst seviye hata yapabilecek bir kaleci. Beşiktaş için büyük bir avantaj. Keza mücadelesine rağmen Sabri de çoğu yerde yetersiz kalıyor fakat bu maçta sırıtmayacağını düşünüyorum. Hatta GS adına önemli adamlardan biri olabilir. Solda İnsua'yı geldiği günden beri beğenen biri olarak, daha çok sorumluluk alacağını düşünüyorum. Kendisinin maç içinde konsantrasyonunu kaybetme bir handikabı yok çünkü. Sağda oynaması muhtemel Holosko karşısında zorlanacağını zannetmiyoruz.

Neill her zamankinden farklı olmayacaktır lakin yanındaki Servet hata yapmaya ve bunu devam ettirmeye hem inatçı yapısı hem de kısıtlı yetenekleriyle çok müsait. Bu maçta da sık sık sorun yaşayacağını hatta kritik bir hata yapacağını öngörüyoruz.

Ayhan, Barış, Mustafa Sarp'tan oluşan orta saha direnci yüksek fakat yetenekleri düşük oyunculardan oluşmakta. Zaten esas amaç böyle bir kadroda ancak beraberliği kurtarmaktır. Bu maçta da iyi işler yapacaklarını düşünmüyorum ama yine de direnecekleri muhakkak. Şahsen Beşiktaş orta sahasına kolayca teslim olacaklarını düşünmüyorum ki Beşiktaş da basan ve koşan orta sahalara karşı mütemadiyen sorun yaşayan adamlardan oluşuyor. Sadece koşacaklar ve topu kanatlara atmaya çalışacaklar. Ellerinden gelen budur. Dikine oynayabilme kabiliyetleri yok.

Elano ve Kewell ise bence şu halleriyle yetersizin bile ötesindeler, koşacak, mücadele edecek güçleri de inançları da yok. Elano yine de başlıbaşına bir tehlike olmakla birlikte, maça direkt etki edebileceğini sanmıyoruz. Lakin yine de düşük bir ihtimal olsa da, bu tip maçlarda her şeyi yapabileceklerini bilmek gerek, hesaba katılmalı. Takımın ayakta kalan tek oyuncusu olacaktır ileri uçta. Hele ki transfer söylentileriyle moralli hale geldiyse. Kewell ise GS taraftarının baskısıyla kalmış, bizim için de bir futbol efsanesidir. Keşke, onun etkili olabileceğine dair satırlar yazıp, önlem alınmasını isteyebilseydik ama maçta hiçbir şey yapacağını düşünmüyorum. Zaten onun yerine oynayabilecek oyuncu da yok. Kewell, ilk on birde olmazsa, GS'nin hücum organizasyonu diye bir şey kalmaz ortada. Konyaspor gibi kapanırlar tüm gün ki o da ihtimaller arasında.

Pino... Gelen her topa vurmaktan ibaret bir forvet devşirmesi. Hızlı ya da oyun zekasına sahip değil. Kendi halinde bir oyuncu, büyük bir yetenekten mahrum kendisi. Beşiktaş savunmasının bıraktığı boşluklarda yıldız olabileceği düşünülebilir ama tüm bu muhteşem ihtimalin tek bir çıkar yolu var; o da Beşiktaş orta sahasının direnç göstermeden yılmasıdır. Nispeten defansif gücü zayıf gibi gözükse de güçlü bir orta saha ile Beşiktaş'ın Pino'ya nefes dahi aldırmayacağını zannediyoruz.

Galatasaray Nasıl Oynar?

Galatasaray, maçın başından sonuna kadar koşacak ve esasen kapanacaktır. Beşiktaş'ın zaaflarını görmemek için kör olmak gerek. Kontra atağa dayalı ve savunma arkasına Pino'yu kaçırmaktan ibaret bir strateji belirleyeceklerdir. Zayıf kondisyonlarını ve konsantrasyonlarını maçın tamamına yaymak amacıyla sakin ve bekleyen bir oyun tarzına döneceklerdir. Maçta pek fazla varlık göstereceklerini düşünmüyoruz. Bir nevi FB maçının tekrarı olacaktır. Oynayabilecekleri tek sistem de bu zaten.

Maçın Kritik Adamları; Elano, Servet, Pino.

_______________________________________________________________
BEŞİKTAŞ

Muhtemel Taktik ve İlk 11;


Cenk'in artık Beşiktaş kalesinde sabit kalması gerektiğine dair inancımız devam ediyor. Schuster, büyük bir risk ve formasyona girmezse kalede Cenk olacaktır. Ki kalede bile bu kadar şüpheye düşülmesi ve sürpriz beklenmesi, takımın en büyük kaosudur aynı zamanda. Kadro kurarken "acaba?" demeden hiçbir futbolcuyu koyamadık ve maç ilk onbirinde hepsinin tutmayacağını, sürprizler olacağını düşünüyoruz. Neyse, velhasıl kelam Cenk hak ettiği kaleyi alırsa, maç boyunca iyi bir performans sergileyeceğini düşünüyoruz.

Toraman her ne kadar sistemin adamı olmasa da, Zapo göz önüne alındığında alternatifsiz hale geliyor. Ersan ise sakat değilse artık kolay kolay kadrodan çıkmayacaktır. O sakatsa Zapo düşünülecektir ve bu takımın gücünün %10 azalması demektir. Direnci düşük ve rakibin arkasını dönmesine izin veren bir futbolcu Zapo. Oynayabilme ihtimali bile 5 cümle sarf etmemize neden oluyor. Lakin biz en iyi senaryo üzerinden devam edecek olursak; Ersan bu takımın artık değişilmezidir. Toraman ile iyi bir ikili değiller henüz, hiçbir zaman da arzu edilen seviyeye geleceklerini düşünmüyoruz. Aralarındaki kalite ve mental farklılıklar kapatılamaz.
Lakin idare edeceklerdir. Ayrıca savunma örgüsü Ersan üzerinden şekillenirse daha sağlıklı olur. Konya maçında yenilen ikinci golde Erhan'ın pozisyon hatasından bahsedilse de, esas sorun Ersan'ın yanlış yerde durmasıdır. Önünde futbolcu ya da tehlike yok iken, sağ kanada doğru kayması, Erhan'ı da içeri doğru çekilmeye mecbur etmiştir. Keza oradaki oyuncunun önüne geçmek zorunda kalmıştır. Ersan, bunları öğrenebilecek ve geliştirebilecek bir futbolcu. Yakın zamanda bu hatalarını en aza indirgeyecektir daha da önemlisi, hayati boyutta olmayacaktır. İkilinin değişmemesini umut ediyoruz.

----------------------------------------------------------------
İşte Ersan'ın Konyaspor maçındaki hatası;

Pozisyon Yorumu; İkili olarak herkes adamını almış durumda. Yalnız Ersan'ın üstüne gelen adam hem uzakta hem de takip ediliyor. Burada sağ kanada hiçbir amacı olmadan gelen Ersan, Erhan'ın da yanına gelmesine sebep oluyor. Çünkü Ersan'ın alması gereken adamı o alıyor ve arkası boş kalıyor. Buradaki esas hata Ersan'dadır.
-----------------------------------------------------

Sağ bekte, Erhan'ın oynatılma ihtimaline tahammülümüz olmadığı için orada Hilbert iyi bir alternatif olarak gözüküyor. Bek pozisyonunda daha başarılı olduğunu düşünüyoruz. Her ne kadar birebirde çalım yese de, hırsı ve azmi bunu kapatabiliyor. Ayrıca GS'nin onun önüne koyacak bir süper yeteneği de yok. O yüzden biraz da maça göre düşünürsek, Hilbert burada iyi oynayacaktır. Solda İbrahim Üzülmez. Karşısına kim gelirse gelsin sorun yaşamayacaktır. Kademe bilgisi ve hızıyla azmi birleşince GS karşısında iyi bir 90 dakika çıkartacaktır.
---
Biz, defansif anlamda çok büyük hatalar ya da kaos olacağını sanmıyoruz. Beşiktaş, en fazla 1-2 pozisyon verecektir normal şartlarda. Herhangi bir duran toptan ya da rastgele ya da ultra organize bir atakta yenecek "beklenmeyen" bir gol elbette bu denilenleri değiştirecektir. O zaman biraz daha bilinçsiz bir moda geçiyor Beşiktaş defansı. Özellikle de, orta saha ile bağlantıları anında kopmaya başlıyor, ara açılıyor ve pozisyon verme riski artıyor.
---
Bu diğer bir ihtimal. Lakin bu gerçekleşse bile, yine de çok fazla boş alan bırakılmayacaktır bu sefer. Beşiktaş yavaş yavaş öğrenen bir takım. Bu sefer daha derli toplu ve bütünlüklü bir oyun oynayacaktır ve köşe vuruşlarında ahmakça pozisyon hataları yapıp bir oyuncunun 50 metre top sürmesine izin vermeyecektir. Ayrıca bu maçın konsantrasyon düzeyi farklı olacaktır. Beşiktaş'ın en büyük sorunu, öne geçerse son dakikalarda telaş yapmasıdır. Bu da gerçekleşebilir. Lakin bu maçta onu da göreceğimi düşünmüyoruz. Yine maça ve skora hakim olarak kapatacaktır. Guti artık ağırlığını koyarak yönlendirecektir. Onsuz olmadığı gözüktü çünkü. Schuster, bunları es geçerse Türkiye kariyeri gerçekten tartışılır.

Orta sahada Mehmet yerine şahsen Necip'in oynayacağını düşünüyorum. Lakin Schuster defansif direnç adına ondan vazgeçmiyor. Oysa ki Necip, dengeli bir defans sergiliyor ve hücumu da es geçmiyor. Mehmet, hücumda hiç yok. Ama kelimenin tam anlamıyla "hiç yok". Çıkmıyor, ilerlemiyor, pas bile atmıyor. Beşli defansa geçiş yapıyor. Belli ki bu hocanın isteği ama bu maçta değiştirecektir diye düşünüyoruz ya da umuyoruz. Necip daha arzulu ve pozisyon icabıyla daha faydalı. Yaptığı hataya rağmen maçtan kopmuyor ve devamlılık sağlıyor. Biz, peşin peşin Mehmet yazdık ama sürpriz bekleyin deriz.

-----------------------------------------------------------------
Ayrıca köşe vuruşlarındaki pozisyon hatalarını da bu hesaba katmak gerek. İşte Mehmet'in hatası;

Pozisyon Yorumu; Bu pozisyonun sonrasında hatalar peş peşe geliyor. Yalnız, esas kopma noktası burası. Burada Ernst, her köşe vuruşunda olduğu gibi yerini alıyor ama Aurelio neye hizmet ediyor anlamak mümkün değil. Pozisyona uzaklığına bakar mısınız? Necip, bu kadar içeri girmez.
---------------------------------------------------

Tabata ise değişmeyecektir. Yine Beşiktaş'ın zayıf karnını oluşturacaktır. Taktiksel olarak bir yere ait gibi oynamıyor, Q7 yok iken muhtemelen orada yer alacaktır fakat bağlayıcı olmaz. Yani sol kanatta Beşiktaş'ın "idareten" var olacağını farz edebiliriz. Belki yerine İsmail oynayabilir ki daha da faydalı olur ama o zaman da orta saha direnci düşmüş oluyor ister istemez. Tabata, her ne kadar pres yapsa da top kapma ve kullanabilme açısından zayıf. Sırf rakibi oyalama adına sahada yer alacaktır, tabii bir de duran topları kullanması sayesinde.

Guti, bu takımın sahadaki liderliğini bu maçta kanıtlayacaktır. Bakınız, kanıtlamalı demiyoruz, kanıtlayacaktır, diyoruz. Her ne kadar kasap GS orta sahasında yine kronik sorunlarını yaşaması muhtemel olsa da, bu sefer daha dirençli ve istekli olacaktır. Rakip orta sahayı üç dört pas yaparak aşabilir. Anında geride kalan orta saha ile Guti başbaşa kaldığında Türkiye ligine göre "yüksek" seviyede tehlike oluşur zaten. Hele ki bu defansa sahipken GS. Gerçi, GS'nin defansının oldukça sağlam olduğunu söyleyebiliriz lakin kişisel hatalara çok müsaitler. Kağıt üstünde bizce iyi ama sahada farklı bir defans kurgusu var takımın. İnsua, Servet ikilisinin üstüne oynayabilir. Solda da, Tabata'nın Sabri önündeki başarısına göre hücum şekli değiştirilebilir. Her yerden ihtimaller sözkonusu.
---
Ernst... GS orta sahasını daha çok rahatsız edecektir. Top sürme konusunda beceriksiz ve paslaşma konusunda yeteneksiz rakip orta sahasına göre gerçekten "fazla" gelen bir oyuncu Ernst. Fiziki açıdan bile tek başına üstünlük kurabilir. Ernst, bu maçın yıldızı olabilir. Ayrıca Necip oynarsa hücum alanında daha çok gözükür ve yeteneklerini sergileyebilir. Aurelio varken, bundan özellikle kaçınıyor keza defansa gömülü Mehmet yerine oyunun diğer yönünü de oynamak zorunda kalıyor ki bu da hatlar arasındaki koca koca mesafelerde pek yararlı olmuyor. Çünkü dönen top rakiple buluşuyor. O arada bağlantıyı kesmesi gereken Ernst, hücumla defans arasında bir yerde görev yapmaya başlıyor ve duran Guti ile takımın damarları arasındaki bağlantı tamamen kopuyor. Yaratıcılığa ulaşması için gereken pas varyasyonu ve oyuncu görevleri tamamlanamıyor ve hücum birden oyundan düşmeye, takım defansif olarak geriye yaslanmaya başlıyor. Yani Ernst ile Mehmet yan yana oynamalıdır. Mehmet, bir adım geride kaldığı anda bambaşka bir kimliğe bürünüyor ve Ernst'i de yanına çekiyor. Bu Schuster'in görmesi gereken gerçek aynı zamanda. İkisi yan yana kaya gibi bir orta saha halini alıyor. Hele ki, Necip oynarsa Beşiktaş otomatik olarak bu düzene geçiyor ve hem daha yaratıcı hem de daha güçlü bir defans düzeyine geçiyor. Sivas maçında yaşananlar ise rakibi oyuna dahil eden bir hatadan ibarettir. Aynen bu düzen tıkır tıkır işler takımda.
---
Holosko... Kendisinin oynayacağını düşünmüyoruz. Bu kadar tepki alan futbolcuyu, Schuster hemen kızağa çekiyor. Bkn; Hakan Arıkan. Fakat dediğimiz gibi Erhan-Hilbert sağ kanadından daha tercih edilebilir bir seçenektir. Onun yerine de oynayacak adam yok. Belki Tabata o kanada, İsmail sola geçebilir ki, o varyasyondan da bahsetmiştik az evvel. Maçta ise çok etkili olacağını düşünmesem de, bir nebze daha iyi bir performans göstermesi muhtemeldir. İnsua'nın da içinden geçmeye çalışacaktır, aldığı boş topları yine harcayacaktır. Düşük bir ihtimal ki belki toparlanabilir lakin hiç zannetmiyoruz. Bir adım daha ötede futbol oynamayacaktır çünkü bu iki yıllık bir süreç ve Holosko iki yıldır son derece silik her haliyle. Belki savunma arkasına atılabilecek bir iki topta iş yapabilir. İnsua'nın mecburen hücuma çıktığı anlardan faydalanma kabiliyetimize bağlı biraz da. Bu sefer %1 bile olsa daha iyi görüneceğini tahmin ediyoruz.

Fatih Tekke... Bu dizilişi gören arkadaşlar, neye göre bu seçimi yaptığımızı düşünmüştür. Bu, bizim oynamasını istediğimi kadro değildir. Mecburiyetten şekillenen bir kadrodur. Eğer öyle olsaydı Necip'i hiç düşünmeden yazardık. Peki neden Fatih? Bize göre, Schuster, Fatih Tekke'ye bir sürpriz yapıp bu maçta yer verecektir. Hatta daha önce konuştuklarını ve bu maça özel hazırlandığını, sonrasında da devam edeceğini farz ediyoruz. Fatih'i silmeyecektir ki Schuster'in en önemli meziyeti futbolcuları takıma kazandırabilme yeteneğidir. Keza, Fatih ile de basının abarttığı gibi bir durum yaşadıklarını sanmıyoruz.
---
Fatih, bu maçta yer alacak ve Schuster ona olan güvenini gösterecektir. Biraz da, Schuster, basının ve taraftarın isteğini yerine getiren bri antrenör. Uzunca müddet şans verdiği Hakan ile ilgili her ne kadar "yeterince şans verdik" dese de, bu maçtan öncesinde de Cenk'e kaleyi vermişti. Hatalarında inat eden biri gibi gözükse de, inat değil, sadece hatayı düzeltebilme isteği kendisindeki. Yoksa hata olduğunu görüyor ya da oyuncunun ne kadar basiretsiz olduğunu. Lakin oradaki temel amaç; oyuncuyu kaybetmemek. Çünkü, bir futbolcuyu kötü oynadığı maçtan sonra kızağa çekerseniz ya da birkaç maçtan sonra, takımdaki herkes bu "kızak" korkusundan ne yapacağını şaşırır. Çünkü maçlık performans gösterdiklerini düşünürler ve korkuları takıma da yansır. Schuster böyle bir kaosa izin vermiyor. Önce takımın içine sinmesini sağlıyor. "Birkaç hata yaparsanız, bir daha oynayamazsınız." dememek için inatla direniyor. Uzun vadeli düşünüyor. Her ne kadar bugüne kadar kazanamasa da yine de daha kötü hale gelmesini engelliyor bu tarzıyla. Oyuncular, birkaç maç oynayarak kötüden iyiye geçebileceklerini, onlara bu şansın verildiğini farz ediyorlar.

Beşiktaş Nasıl Oynar?

Buradan tekrar bağlarsak, Fatih bu maçta bize göre sürpriz bir şekilde on birde oynayacaktır. Schuster, Nobre'yi tercih etmeyecektir. Çünkü o da, orta saha ve defans yardımı amacıyla -ki bu konuda haklı, takımdaki o boşlukları görüp gitmemek aptallık olur- çok fazla geriye geliyor. Taraftarın gözünde bu "para" etmese de, her daim koşması ve alan kapatması takımın direncini arttırıyor ve onun varlığı azme olumlu katkı yapıyor. Takımı, oyuna bağlayan oyunculardan biri. Fakat, tüm bu konsantre bağlantısına rağmen, gol pozisyonundan uzakta kalıyor. Aslında Necip'in oynadığı bir takımda bunu daha iyi yerine getirebilir ama Aurelio varsa, Nobre oynayamaz. Bağlantılar Beşiktaş takımında farklı işliyor. Ayrıca Nobre'nin eski Nobre olmadığı da biraz ortada.Bizce, Fatih oynayacak ve Aurelio'nun defansif yönünü forvete çekebilecektir. Fiziği nispeten daha güçlü ve varlığı takıma güven verebilir. Üzülmez, bu konuda "Q7 ve Guti bize özgüven veriyor." derken haklıydı. Her futbol oynayan bilir ki, takımın yıldızı yoksa futbolcunun kafasında "acaba" şüphesi oluşur ister istemez. Fatih de, bu lider özelliklere sahip bir futbolcu. Yeter ki devamlılığı sağlansın. Schuster'in sürprizi seven gözüken yapısı aslında onun bir kimliği ve sürprizden öte planlarının bir parçası olduğu için bu sefer Fatih oynarsa kimse şaşırmamalı.

Takımı ileride tutabilecek ve ataklara olgunluk katabilecek hepsinden de önemlisi, nadir de pozisyon yakalasa gol atabilme ihtimali daha yüksek olan Fatih, artık uslanmış ve hazır durumdadır. Bu maçta oynarsa, yıldızı olma ihtimali de çok kuvvetlidir. O zaman Schuster'e, "Gördün mü Fatih'i?" diyecekler, burada yazdıklarımızı okumadan ama olsun, onlar ders verdiklerini zannetsinler, biz farkındayız her şeyin. Beşiktaş'ın kontra atak sorunu olsa da, Fatih ile bunu gerçekleştirebileceğini görüyoruz. Fatih, artık oynar.

Maçın Kritik Adamları; Mehmet Aurelio, Guti, Ernst.

________________________________________________________
MAÇ TAHMİNİ

Beşiktaş'ın takım olarak daha iyi olduğu ortada. Yalnız hassas dengelere ve yeni bir sisteme sahip olması bazı sıkıntıları da beraberinde getirmekte. Beşiktaş, orta sahadaki direncini arttırırsa, maç boyunca sorun yaşamayacaktır ve gol yeme ihtimali bizce çok düşük, en fazla 1 gol bizce.
Galatasaray'ın avantajı ise Elano-Pino'nun kişisel yetenekleridir. Başka bir şekilde, galibiyet için oynamaları mümkün gözükmüyor. Hagi de bir puanı tercih eden birisi. Beklemeyi seçecektir ve acele etmeyecektir çünkü elinde hamle yapabileceği futbolcusu yok.

Beşiktaş eğer acele etmeden beklerse ve direncini yüksek tutarsa bolca pozisyon ve Fatih oynadığı takdirde gol de bulacaktır. GS'nin maçın sonuna kadar aynı fiziksel gücü koruması mümkün gözükmüyor.



Skor Tahmini; Galatasaray: 0 - Beşiktaş: 2

Tabii, futbol bu her ihtimal muhtemeldir.

Umarız ki iyi oyunla kazanan Beşiktaşkımız olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder