21 Kasım 2010 Pazar

Günümüz Futbolu


Bu blogta sıkça bahsedeceğimiz ve sürekli yenilenen sistemin öncelikle detaylı bir incelemesi yapılması gerektiğine inandık.
Burada yazan bilgiler sürekli yenilenmekle birlikte, tüm yazılarımızın hemen hemen temel dayanak noktası olacaktır. Bu açıdan hayati bir öneme sahiptir.
Şimdi incelememize başlayabiliriz.

Günümüz futbolunun gerektirdikleri nelerdir?

a. Dar alanda oynamak. (Takımın boyunun kısaltılması)

Artık, başarıyı yakalayan takımların temel özelliği, tüm takımın 20-30 metre bir aralıkta yerleşmesi ve dar bir alanda oynamasıdır.


Bakın, takımların defans bölgesi ile forveti arasındaki mesafeler 20 metreyi geçmemektedir.
Barcelona bariz bir örnek ve uç bir nokta oluşturacağı için daha sağlıklı olması açısından karşısındaki takımı da buraya bilerek aldık. Bu görüntü Kopenhag-Barcelona maçından alınmıştır. Kopenhag bu maçta, Barça ile 1-1 berabere kalmıştır. Bakın, sıradan bir takım olmasına rağmen nasıl da mevkiler arası mesafeyi daraltmışlar. Maksimum uzaklıklar 20 metre ve belki biraz daha fazlasıdır. Barça'ya karşı bu sistemle oynayan takımın başarısı da
malumunuz. Günümüz futbolunun temel taşı budur. Ve görüldüğü üzere bunun için ekstra futbolculara ihtiyacınız yoktur. Bu bir anlayış meselesidir. Avrupai bir takım olmak isteyen her kulüp bunu genlerine işlemek zorundadır.

b. Birlikte hareket etmek. (Doğru pozisyon almak)

Yukarıda bahsettiğimiz dizilişin işleyişindeki en önemli faktör, takımın birlikte hareket ederek bu mesafeyi oyun boyunca korumasıdır. Yani bir nevi organizma gibi. Bu yüzden, pozisyon alma bilgisi oyuncularda çok önemlidir. Bir oyuncunun pozisyon hatası tüm takımın ipini çekmesi demektir. Peki bu zor bir şey midir? Avrupalılar için değil tabii ki. Ama Türkiye'de gelen topu şişiren, ara pası atmayı maharet sanan, gelen topa ceza sahasında vurmaktan ibaret topçularımızda bu yok tabii ki. Bu yüzden de bu bir altyapı meselesidir. Mental olarak oyuncular doğru yönlendirilmelidir. Bir örnekle bunu pekiştirelim;



Bakın, tüm takım birlikte hareket ediyor ve sahanın alt tarafına doğru yöneliyorlar. Barça'nın sol tarafı neredeyse boş bırakılıyor. Burada bahsettiğimiz şey de ortaya çıkıyor; pozisyon alma.
Barçalı her oyuncu paylaştırılıyor. Hepsine pres yapacak birisi var muhakkak. Aynı zamanda pas trafiğini kesecek şekilde herkes yerini almış. Barça'nın oynayacak alanı daraltılmış. Kopenhag gibi sıradan bir takım bile bunu yapabiliyor. Eğer Barçalı oyuncu en soldaki arkadaşına oynayacak olursa tüm takım oraya kayacaktır rahatlıkla. Çünkü herkes doğru pozisyonda bekliyor. Yine mesafeler oldukça daraltılmış, oyunun boyu kısaltılmış.

Bu da hücum organizasyonundan bir bölüm. "1" ile işaretlediğimiz oyuncu bomboş. 6 oyuncu aynı bölgede görüldüğü üzere. Hepsi birlikte hareket ediyor ve buna rağmen açık vermiyorlar defansta, çünkü Barça da aynı yerde oynamak zorunda. Yoksa orası Kopenhag için "verimli" bir alana dönüşebilir. Bir nevi Barça'yı oraya çeken de oyun sisteminin ta kendisidir. 9 Barçalı oyuncu aynı bölgeye doğru yönelmiş durumdadır. Ve buna rağmen Kopenhaglı bir oyuncu boştadır ve pas istemektedir. Keza burada Barça, pas organizasyonunu kesecek doğru pozisyonu almamıştır. Daha da doğrusu ekranın altında gözüken oyuncu "1" numaralı oyuncuyu kapatmamıştır. İşte sistemin doğru uygulanmasındaki kayıtsız koşul budur; doğru pozisyona almak ve maç boyunca bunu yapmak! Aksadığı zaman defansla Kopenhaglı oyuncular birebir kalmaktadır.

c. Yer Değiştirmek.

Tüm maç boyunca oyuncuların birbirleriyle yer değiştirmesi mecburidir. Özellikle kanatların ve defansın bunu yapması gereklidir. Defanstan çıkan adam yerine orta sahadan biri o bölgeyi kapatır. Keza, defanstaki iki bek de sürekli olarak yer değiştirir. Şu fotoğraflara sadece bakarak da anlaşılabilirdir bu durum. Hepsinde, oyuncuların yerleri değişmiştir. Ancak böyle oyunda süreklilik sağlanabilmektedir. Bunun diğer bir adı da, esas olarak mevki denilen meretin tarihin tozlu sayfalarına karışması demektir. Oyunun iki yönünü oynayan orta sahadan ziyade, oyunun her yerini oynayabilen oyuncular gerekmektedir. Koşmasa dahi doğru pozisyon alacak ve arkadaşının kademesine, mevkisine geçici olarak dahil olacak futbolcular gerekir. Bunun diğer bir adı da, yardımlaşmadır. Artık günümüzün ileri seviye futbolunda yardımlaşmak ve sahada her şeyini vermek esas kriterlerden biridir. Çünkü bu futbolcular dünyanın parasını kazanıyorlar ve kulüplerin bunu istemeye hakkı vardır. Sonuç olarak, yer değiştirme, takımda önemlidir. Defanstan çıkacak oyuncunun rakibi rahatsız etmesi "toplu hücum" un da bir parçasıdır ve bir bütün olarak takımın bunu her mevkide yapması zorunludur. Tabii, boşaltılan alanlara birilerinin girmesi kaidesiyle.

d. Pres.

Doğru pozisyonu alan takım için en büyük üçüncü öncelik prestir. Çünkü sadece bekleyerek pas trafiğini engelleyemezsiniz. Presle birlikte rakibin organizasyonu bozulmakta, zaten oyun alanı dar olan takım için kapılan toplarda hücuma çıkmak kolaylaşmaktadır.

Burada ileri uç adamlarının nasıl pres yaptığını net şekilde görebiliyoruz. Ayrıca orta sahadaki oyuncu pas gelme ihtimaline karşılık daha şimdiden prese başlamış gördüğünüz gibi. Ayrıca tüm takımın yönü pasın ardından yukarı doğru kaymış vaziyette. Birçoğu oraya doğru koşmaya başlamış bile. Bu kadar dar alanda oynamalarına rağmen Barça'nın kanatları kullanmasını da engelliyorlar. Çünkü toplu defans yapılıyor ve böylece defans zaten başlı başına "kademe" haline geliyor. Gelen toplara müdahale etmeleri daha da kolaylaşıyor.

e. Bol pas.

Bu seçeneği genel kabul gördüğü için koyduk lakin bizim inancımız bu yönde değil. Zaten fazla pasın dünya futbolundaki yeri de şu anda tartışılır durumdadır. Bol pasın işe yaramadığı yönünde görüşler ağırlık kazanmaktadır. Bu ayrı bir yazı konusudur, yalnız bizim tercihimiz bol pastan ziyade yerinde ve yeterince pastır. O yüzden günümüz futbolunun önemli bir kriteri olarak görmüyoruz.

f. Fizik Gücü.

Ülkemizin takımlarının Avrupa'da bir-iki maçını izlemek bile yeterlidir bunun için. Nasıl da fiziki olarak eziliyorlar yabancı takımların karşısında. Çünkü orada esas olan fiziktir. Fiziğe sahip olmayan topçulara önem verilmez. Nasri'nin İngiltere'ye ilk gelişi ile şimdiki fiziği arasındaki farka bakmak yeterlidir. Artık yetenekli olmasının yanında fiziki olarak maçları kaldırabilecek güçlü oyunculara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yüzden, ülkemizdeki topçulara dönüp bakmıyor kimse. Çünkü hiçbirisi fiziki gelişimini tamamlamıyor. Saatlerce salonlarda çalışılması gerekiyor. Hatta özelden tartışırsak, ülkemizi sallayıp atan herkesin dilindeki Volkan Şen'in, Avrupa maçlarında darmadağın edilmesi sadece tecrübesizlikle açıklanabilir mi? Nasıl ki, Volkan yetenekli bir futbolcuysa bir o kadar da fiziki olarak yetersizdir. Artık genç oyuncularımızın buna da dikkat etmesi şarttır. Aynı zamanda sakatlıkların önlenmesi için de gereklidir. Çünkü yurtdışında fark edildi ki, dünyanın parasını verdikleri oyunculardan sezon boyu verim alınamayacaksa varlıklarının da bir önemi yoktur. Herkes o parayı hak etmek zorunda.


SONUÇ;

İşin özü genel olarak budur. Buna ekleme/çıkarmalar da yapılacaktır zamanı geldikçe.
Lakin bizim bu blogta, oynanması gereken ve kabul gören futbol anlayışı budur.
Tüm meramımızı bunları ölçüt alarak anlatma gayesindeyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder