24 Kasım 2010 Çarşamba

Sevgili Sergen...

Sevgili Sergen,

Sen, milyonlarca çocuğun efsane ismi oldun. Yıllar yılı mahallenin sahasında herkes kendine Sergen dedi, o kadar "gerçek" futbol efsanesinin yerine. Senin sol ayağın bizim için en mitolojik karakterden daha erdemli ve güçlüydü her zaman. Attığın gollerden, verdiğin paslara kadar dilimizde tüyler bitene kadar anlatırdık, sanki kimse bilmiyormuş gibi...

Biz, sen İstanbulspor'da bize gol atınca "evladından" tokat yemiş bir baba gibi gözyaşları döktük. Üzüldük be Sergen, senin bize gol atarak tüm hayallerimizi, siyah beyaz aşkımızı aldatmana üzüldük. Ama her insan hata yapardı ve biz affederdik. Sadece işini yaptığını ama Beşiktaş aşkının kalbinin ortalarında bir yerde devam ettiğini düşünürdük, öyle sanırdık, kendimizi kandırıyormuşuz meğer, değil mi Sergen?

Sen, hiçbir zaman siyah beyaz renklere ait olmadın ya da taraftara, sen futbolu bile sevmezmişsin oysa, sadece birkaç araba ve kadın tabii çoğunlukla da o her şeyden çok sevdiğin atlar için bir araçmış. Binlerce gencin ve çocuğun hayalleri aslında sadece sahadaki o efsanevi sol ayağa kendilerini inandırmaları, kendi yarattıkları balon bir umutmuş gerçekte. Sen, sadece yaşamak için oynarken futbolu biz seni koyacak ne yer ne gök bulamadık bu dünyada. Ama sende haklısın, neticede futbol ve sevmek zorunda ya da anlamak mecburiyetinde değilsin. Bırak, binlerce gerizekalı seni efsane yapsın sen de onlarla dalga geç, hiç umursamadan...

Bazı gerçekleri net konuşalım mı Sergen? Biz hep görmezden gelsek de sen hiçbir zaman bizim gönlümüzü almaya çalışmadın, bize karşı saygı bile göstermedin. En ufak bir diyaloga ya da açıklamaya gerek bile duymadın. Çünkü umurunda değildik. Sen, atların ve çevrendeki mafyacıklarınla, kadınlar ve arabalar üzerine düzenini kurarken bize dönüp hiç bakmadın bile. Kim bilir neler söylüyordun hakkımızda çevrene. Bugüne kadar en ufak bir saygı lafını ya da dik duruşunu görmedik, umursamadın, nasıl olsa kendi kendine efsane yaratan "aptal" bir nesil vardı karşında. Metin-Ali-Feyyaz sonrası "bir kahramana" ihtiyacı olan yeni nesil, onların duruşlarını da unuttu haliyle. Aramadı, sormadı, sorgulamadı çok fazla. Oysa hala dimdik duran bu adam gibi adamların yanında senin esamen bile okunmazdı. Abarttık evet.

Seni çok abarttık Sergen. Özür dileriz tüm bu lüks hayatını sana verdiğimiz için. Özür dileriz Türk futboluna seni kazandırdığımız için. "Ben yetenekliyim size ihtiyacım yok." da diyebilirsin, ama vardı Sergen. Senin o tribündeki binlerce insana ihtiyacın vardı, tıpkı Maradona gibi, tıpkı şu andaki Messi gibi. Ama sen buradaki bu bomboş hayatı o kadar çok sevdin ki, kendini riske bile atmadın. Efsane olma derdin yoktu ama biz bunu göremeyecek kadar "Sergen sarhoşu" olmuştuk zaten. Oysa ki şu Türk futbolunu bir adım öteye götürecek, yabancılara anlatacak adam sendin. Yapmak zorunda değildin sana göre ama yapmalıydın Sergen. O anlatılması zor sanat eseri sol ayağını bu kadar bencil harcayamazdın. Harap ettin yeteneğini ve unutulmaz olmak istemedin. Binlerce kadını ve atları bırakamadın. Sen de biliyordun ki Edirne'den sonrası sana tufandı. Bu kadar bencil bir adamı nasıl baştacı edebildik ki?

Bizde de hatalar vardı, hem de büyük hatalar ama sen çöldeki bir vahaydın Beşiktaşlılar için.
Boş bir anımıza denk geldin. Kusura bakma.
Peki neden söylüyoruz tüm bunları?
Yazıların var ya Sergen. Yazı demeye bin şahit, çer çöp bizim gözümüzde.
Onlar nedir Sergen? Amaç nedir?

Eleştireceksin tabii ki Beşiktaş'ı ama eleştiri nedir bilir misin? "Şu gitsin, bu gitsin, futboldan anlamıyor" tarzı, sonuna kadar kin ve nefretle yazılmış o şeylerin amacı nedir? neye hizmet ediyorsun Sergen? Sen efsane olduğunu mu sanıyorsun Beşiktaşlılar arasında? Değilsin Sergen. Yıllarca içimize attık dile getirmedik ama biz senin gerçek yüzünü hep bildik ve şimdi de çekinmeden söylüyoruz.

Bize zaten takımı "adam" gibi eleştirecek insanlar lazım ama sizin kin, nefret ve kıskançlık kokan hatta mevki, makan kaygısı güden yazılarınız artık bizi çıldırttı. Tüm futbol bilgin "Schuster gitsin" den ibaret mi? Schuster'in kariyerini mi beğenmiyorsun?
O zaman kusura bakma, senin de kariyerini tartışırız gayet. Üç beş kuruş kazanmak adına -idealist olmak zorunda değilsin- kendini nasıl harap ettiğini, nerelerde top oynadığını, bazılarının adını bile söylemekte zorluk çektiğimizi söyleriz o vakit.
Türkiye için efsane olmadığını da. Futboldan hiçbir şey anlamadığını da. Schuster için mi tüm bu tepkiler? Hayır.

Sen gerçek bir Beşiktaşlı gibi konuşamazsın Sergen. Bu sıfata ait değilsin. Bize yedirmeye çalıştıkları bu ama değilsin. Sen her dönemin adamısın Sergen. Şu takımın eskileri Türkiye liginde antrenör olup ortalığı sallarken, sen o koltuğunda sallanırsın gevşek gevşek. Her şeye muhalif olmak bilmek anlamına gelmiyor be Sergen. Bize klişelerden bahsetme. Konuştur şu bilgini. Beş para etmez kasti yorumların artık canımızı sıkıyor ve biz Sergen'in kariyerini de, unutulacak olan efsanevi futbolunu da tartışıyoruz.
Artık bizim için beş para etmez yorumların var.

Fanatik, Fotomaç neyse, sen de osun.

Bu sana yeter Sergen.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder