24 Kasım 2010 Çarşamba

Sevgili Oktay...


Sevgili Oktay,

Sen ki, Beşiktaş tarihinin en büyük golcülerinden birisin. Yıllar yılı senin gollerinle büyüdük, sahadaki umudumuzdun, onbir seçimlerimizin değişmez adamıydın ve o siyah beyaz forma o kadar yakışırdı ki sana...

Attığın gollerin hepsi hafızamıza kazınmış vaziyettedir, hele ki Avrupa'dakiler. O dönemde zordu bunları atmak, yeni yeni nefes alıyordu Türk futbolu ve sen başını çekiyordun artık değişen ve gelişen bu yeni dönemin. Her maçta gol atabilme ihtimalini seviyorduk, o Avrupai son vuruşlarını ve ani dönüşlerini, golü sanki koklayarak bulmanı seviyorduk, biz, seni çok seviyorduk, ama...

Beşiktaş sonrası değiştirdiğin 14 takım seni anlatıyor esasında. Sonra gelip bizde jübile yapman da vardığımız noktayı gayet net gösteriyor. Sen, çekirge misali zıplarken oradan oraya, hala hafızamızda Belçika'ya attığın golün tekrarı dönüyordu durmadan ve belki attığın birkaç gol daha.

Her şey çok güzeldi oysa ki, destansı zamanlar yaşıyorduk sen ve biz. Lakin sonuna geldik. Ve 14 takım değiştirdin bizden sonra. 14 takım Oktay! Sen, rengarenksin artık. Ve kimse sevmemiş seni, bizim kadar. Gözün yükseklerdeydi ama jübilen bizde. Ne büyük ironi. Neyi anlamadın sen Oktay? Nerede hata yaptın? Bunları hiç açıklamadın.

Ve sen gittikten sonra kimse adını anmadı ve aramadı seni. Birkaç neslin senden haberi bile yoktu, önümüzdeki dönemde hiç de olmayacak ve sen bunu biliyorsun. O yüzden televizyon ve gazete dünyasına girdin. Kısıtlı futbol bilgin ve ukala tavrınla hemen de ayak uydurdun. Geçmişte kalmış futbol zihniyetin bir tarafa, "Beşiktaşlılığı" kendine dava edinmen bizi hepten rahatsız etmekte. Beşiktaş taraftarını korumak adı altında yaptıkların, bizden ne kadar bihaber olduğunu göstermeye yetiyor da artıyor. Bize yaranmak için laflar edip, kovmaya çalıştığın adamları biz çok seviyoruz oysa ki.

Ama sen oturduğun yerden ve hiç çevrene bakmadan atıp tutup bunu başardığını zannediyorsun. Beşiktaşlılığı konuşacak en son adamsın sen Oktay. Efsane değilsin, olmadın. Bizi de hiç anlamadın. Beşiktaş'ın haklarını savunacaksan eğer, maharet herkese saldırmak değildir, bunu da bilmen gerekir. Bizim hocamıza "haddini aştı" dersen eğer, sen haddini aşmış olursun. O adam babanın oğlu mu? Sen kimsin ki Türk futbolunu savunabilecek hakka sahip olduğunu düşünüyorsun? Neyin var senin elinde? Ama sende haklısın, ülkede futbol yorumcularının mizacı bu. Sende geride kalmadın, ne mutlu.

Bize ve takımına sahip çıkıp, terbiye sınırlarını aşmadan yapabilsen o eleştirileri, emin ol ki, bugün kazandığından daha fazlasını kazanırsın maddi olarak. Parası neyse veririz. Seni reytinglere de boğarız. Üç beş kez çıkıp bir daha uzak kaldığın televizyonlardan da para kazanırsın. Ama sende o yetenek yokmuş, anladık. Şimdi yavaş yavaş silindiğin bu medya sahnesindeki son çırpınışlarını izlemek içler acısı. Elden gelen bir şey yok. Senin hakkında bir yazı yazmak bile seni amacına ulaştırır ama bu da attığın gollerin sadakası olsun. Vefa borcumuzu ödemiş olalım.

Hesap kapansın.
Senin de kariyerin artık bitsin.
Futbolda olduğu gibi,
jübile zamanın geldi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder