30 Kasım 2010 Salı

Tekke ve Vaziyet


Fatih Tekke... Büyük umutlarla transfer edilmiş, kimi çevrelerce de hiç istenmemiş futbolcu. Geldiği günden beri ne kadar oynadığı, neyi yapıp yapmadığı ya da futbolculuğunu tartışmayacağız.

Futbolcular ve takımları arasında çeşitli sorunlar olabilir. Dünyada böyle şeylere çok rastlanıyor. Neticede bu son derece insan ve onun zaaflarına dayanan bir spor dalı. Buraya kadar her şey normal.

Ama...

Bizce, Fatih Tekke, an itibariyle Beşiktaş'a çok büyük bir katkıda bulunmuştur. Schuster ile aralarındaki tartışma ne olursa olsun, galip çıkan kesinlikle Schuster olmuştur. Kendisinin ne kadar titiz, inatçı ve taviz vermeyen bir insan olduğunu anlamış bulunmakta tüm ülke. Bu takım için de geçerli pek tabii. Buradan bakınca, takımda artık kesinkes bir Schuster egemenliğinin kabul gördüğü düşünülebilir. Çünkü, bir şekilde bu adamın otoritesinin dışına çıkmak isterseniz, sonunuz Fatih Tekke'ye benzeyecektir. Tüm takım bunun farkında ve disiplin olarak hocanın aksine bir harekette bulunamazlar. Schuster, Tekke sayesinde hem otoritesini güçlendirmiş hem de kendisini kısa zamanda futbolcularına tanıtmıştır. İleride yaşanması muhtemel, üstelik de daha önemli futbolcuların bu tarz hareketlere meyletmesi ihtimali tamamen ortadan kalkmıştır.

Çünkü, bunun sonucu takımdan kesinlikle gönderilmektir.. Artık futbolcular ve diğer çalışanlar bunu gayet iyi biliyorlar. Asla geri dönüşü olmayan bir adam Schuster. Kişisel olarak eleştirebilirsiniz, futbolcuyu kazanmalı ya da böyle inatçı olmamalı minvalinde, ama bu karakterini de yansıttığını ve takım üstünde önemli bir otorite sağladığını da görmemezlikten gelemezsiniz. Schuster, şansını da yanına alarak, basının çok önemsediği, saldırmak için kullandığı bir kanalı, lakin taraftarlar ve takım tarafından çok da kaale alınmayan ve önemsenmeye bir futbolcu üzerinde bunu göstermiştir. O kadar kıvamında ve o kadar doğal ki...

İşler arap saçına dönmeden, takım Fatih Tekke'nin egemenliğine ve ona muhtaç olacak hale gelmeden, yani doğrusu oyuncuları yanına almasına müsaade etmeden bunu gerçekleştirmiştir. Futbolcular hem durumun ciddiyetini anlamış hem de huzursuzluk çıkartacak bir mevzu olmamıştır.

Fatih Tekke'yi istemediği ya da beğenmediği için kadrodan çıkartmıyor Schuster. Kendisinin tüm takımdaki oyunculara uzunca müddet şans verdiğini ve kimilerinin hatalarına rağmen bundan geri adım atmadığını göz önüne alırsanız, mesele Schuster'in Tekke'ye kafayı takmaması olduğunu anlarsınız. Her şey gayet net; Tekke, bir terbiyesizlik yaptı ve sonuçlarına katlanıyor. Kendisinin 'özür' dilediğini de düşünmüyoruz. Böyle bir adımı Schuster geri çevirmeyecektir. Lakin, Tekke'nin takımla bağlarını kopardığını söylemek mümkün. Schuster ile aralarında geçen tartışmanın ardından Tekke'nin aynı azmi göstermediği ve takımdan uzaklaştığı yani, kazanılması için hiçbir adım atmadığını, oldukça şahsi ve kinli hatta ve hatta 'asi' bir profil çizdiği kesindir. Neticede kendisi Karadenizli ve hem dik hem de ters bir insandır.

Aslında, tüm taşlar yerine oturmuştur. Fatih Tekke, Beşiktaş için büyük bir kayıp değildir. Kendisi, egosu ve liderlik özellikleri yüksek bir oyuncu. Beşiktaş takımında bu haliyle bunların ona adledilmesi zaten mümkün değildi. Ve sonuç olarak uyum sağlanamadı, kanlar birbirine uymadı.

Fatih Tekke'ye, Beşiktaş takımının disiplin yönüne yaptığı katkılar, Schuster'in otoritesini sağlamasına yardımlarından dolayı ve yönetimin Schuster'in arkasında olduğunu kesinkes göstermesini sağladığı için teşekkür ediyoruz.

İyi ki geldin Fatih ve güle güle.


---Yazının ardından ajanslara geçen haber---
Son Dakika Haberi; Fatih Tekke, bizim yazımızın ardından bazı açıklamalarda bulunmuş. İçerisinden bir bölümü dikkatimizi çekti. Şöyle diyor;"O olayın ardından Hocamız hatalı olduğunu kabul ederek benden özür diledi. O olayda ben hatalı olsam hocamdan bin defa özür diler elini öperdim." demek ki kendisi özür dilememiş. Biz ne demiştik?
---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder